DİN nedir?
Sınırları nelerdir? Din sabit midir? Şeriat nedir? Şeriatlerin dinamik olup dinin sabit olduğu bir yaşayış biçimi KURANİ midir?
DİN in kelime anlamı ya da etimolojisi ile ilgilenmeden KURAN bize dini nasıl tanımıyor ona bakalım.
BAKARA.132:” Bunu İbrahim, oğullarına vasiyet etti, Yakup da: “Oğullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak müslüman olarak can verin” (diye benzer bir vasiyette bulundu.)
Bu DİN yani ALLAHIN DİNİ ; Allah ın seçip, bize bu seçimin içinde nasıl kalınacağını da örneklikleri ile anlattığı bir din. Seçim varsa demek ki birden fazla DİN var. Birisi ALLAH ın seçtiği DİN.. Diğerleir ise ONLARIN DİNLERİ, . ZANNA DAYALI DİNLER.
KAFİRUN.6:” “Sizin dininiz size, benim dinim bana.”
RUM.32: “(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır; ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.”
Görüldüğü gibi kendi dinlerini fırkalara ayırıp farklı farklı şeriatler ve talimatlar yaratıp una DİN diyenleri anlatıyor Allah.
FATİHA.6:” Bizi doğru yola ilet;
FATİHA.7:” Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil.
Ayetlerin bize söylediği; Birden fazla yol var . ALLAH ın göstermiş olduğu YOL u ve İZİ takip edersen sonucunda BAKARA.132 de İBRAHİM in vasiyetinde olduğu gibi MÜSLÜMAN olabiliyorsun.
Aşağıdaki ayetlerden de anlaşıldığı kadarı ile DİN , çeşitli sıfatlarda İNSAN üreten ve insanı bir öğretiye , bir kalıba, bir şekle göre şekillendirip sonucunda BELİRLENMİŞ ve AMAÇLANMIŞ bir insan prototipi çıkartan, ALLAH ın dininde ise ; insanı RABBİM ALLAHTIR diyen o ergenlik öncesi fıtrat üzre haliyle tutmayı hedefleyen prosese verilen isimdir.
Sonuçtur. Bu yüzden bu prosesin sonucundaki olana göre CEZA, MÜKAFAT gibi anlamlarda almıştır.
RUM.30: “Öyleyse sen yüzünü Allah’ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah’ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.
BEYYİNE.5: “Oysa onlar, dini yalnızca O’na halis kılan hanifler (Allah’ı birleyenler) olarak sadece Allah’a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur.
Allah ın DİNİ, dosdoğru DİN , sadece ALLAH a kulluk edilen, salat edilen ve zekatı verilen DİNdir. Bu ayetteki kilit cümle ALLAHA KULLUK EDİLMESİ dir. Bunu sadece TEVHİD diyerek DİN i sadece Allah ı birlemeye indirenleri görüyoruz. Oysa o ayet bize; Allah ın RAB liğine İMAN edilerek onun gösterdiği yolsan çıkılmaması ( KULLUK) gerektiğini, Allah ın öğretilerinden ayrılmadan, vahyden sapmadan yaşanmasını anlatıyor. BEYYİNE 2-3 ve 4 de ; RESUL un vahy ile Ehli Kİtab olanlara geldiğini , ancak o Ehli Kİtab ın Kuran ı görünce hemen onu yalanladığını ve içindeki dosdoğru hükümleri yok sayıp anlaşmazlığa düştüklerini ve kendi ZAN larına uyup kendi şeriatlerini ve kendi yollarını doğru sayarak FIRKALARA ayrılıp zanlarıı DİNLER yaptıklarını anlatıyor.
BEYYİNE.5 de anlatılan ALLAH A KULLUK EDİLMESİ ifadesi : ALLAH IN RABLİĞİNİN KABUL EDİLEREK ONUN GÖNDERDİĞİ VAHYİN İZİNDEN ÇIKILMAMASI demektir.
BEYYİNE.1-2-3-4:” Kitap ehlinden ve müşriklerden inkar edenler, kendilerine apaçık bir delil gelinceye kadar, (bulundukları durumdan) kopup ayrılacak değillerdi. (O delil de) Allah’tan gönderilmiş bir elçi (ki,) tertemiz sahifeleri okumaktadır; Onların içinde dosdoğru ‘yazılı hükümler’ vardır. Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.
Eğer MÜSLÜMAN bir insan üretilmesini istiyorsan gireceğin proses İSLAM DİN i prosesidir. Allah ın DİNİ İSLAM dır çünkü.
ALİ İMRAN.19: “Hiç şüphesiz din, Allah katında İslam’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki “kıskançlık ve hakka başkaldırma” (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkar ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir.
Burada “ İSLAM “ dedim diye MÜSLÜMANLIK diye anladığımı düşünüo, Hristiyanlık ya da Yahudilik karşısında Müslümanlığı öne çıkarttığımı düşünenler olabilir. O yüzden şunu hatırlatmayı önemsiyorum.
ALLAH IN MÜSLÜMANLIK, YAHUDİLİK HRİSTİYANLIK denilen dinleri yoktur. ALLAH IN DİNİ İSLAMDIR.
Bugün gördüğümüz Hristiyanlık , Yahudilik ve Müslümanlık denilen DİN ler Allah ın vahyinden uzaklaşarak kendi zanlarını DİN yapan EHLİ KİTAB ların DİNLERİDİR.
Evet ne demiştik: Allah katında DİN İSLAM dır. Ancak kedisine KİTAP verilenler , kendilerine BİLGİ geldikten sonra , ayrılığa düşüp kenndilerine DİN ler oluşturmuşlardır.Farklı farklı şeriatler türetmişler , talimatları kafalarına göre değiştirmişlerdir.
Allah ın DOĞRU YOLU tektir. SAPMIŞLARIN YOLLARI ise bir çoktur. DİN bu yolları kullanarak insan şekillendirmenin adıdır. ALLAH ın göstermiş olduğu yoldan ilerlersen nereye varacağın bellidir. Gitmezsen de nereye varacağın bellidir.
Unutmayalım tüm insanlar , ergenlikten önceki henüz günahsız oldukları dönemde , RABBİM ALAHTIR denilen o dönemde TEK BİR ÜMMETTİ. Sonra seçimleri ile farklı farklı yolllara saptılar.İşte aslolan o RABBİM ALATHTIR denilen FITRATA dönebilmek.
BAKARA.213:” İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi. Oysa kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra, birbirlerine karşı olan ‘azgınlık ve kıskançlıkları’ yüzünden anlaşmazlığa düşenler, o, (Kitap) verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, iman edenleri, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe kendi izniyle eriştirdi. Allah, kimi dilerse onu doğruya yöneltir.”
ARAF.172:” Hani Rabbin, Adem oğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” (demişti de) onlar: “Evet (Rabbimizsin), şahid olduk” demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.
Konu RABBİM ALLAHTIR denilen o HAL de kalmak ya da o HAL e dönmektir. TAKVA üzre yaşamaktır. Rabbim ALLAHTIR demek bir başlangıcı ifade eder. Bunun sürdürülebilmesi ve Allah ın belirlediği istikamet üzre olunması ile amaçlanan sonuca ulaşılması İSLAM DİNİdir.
FUSSİLET.30: “Şüphesiz: “Bizim Rabbimiz Allah’tır” deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); onların üzerine melekler iner (ve der ki:) “Korkmayın ve hüzne kapılmayın, size vadolunan cennetle sevinin.”
Buradaki yanılgı bazen YOLUN (TALİMATLARIN) , DİN zannedilmesidir. Oysa girişinden ET atıldığında ve belirlenmiş talimatlara uyarak tam zamanında doğru kolları çevirip doğru düğmelere basıp doğru baharatları atarsan çıkışta sana sucuk üreten bir makine prosesinin adıdır İSLAM DİNİ.. Bunun yolu tektir.Ancak sen bunu dinlemeyip kendin başka TALİMATLAR oluşturursan kendi DİNİNİ oluşturursun. Böylece binlerce farklı metot ile girişten ET atıp çıkıştan sucuk yerine etli sütlaç çıkartıp bunu din zannedenler bile mevcut.
Öyle farklı ve insan fıtratına aykırı şeyleri insan hayatına sokup insanları biçimlendirmeye çalıştılar ki, onlarca farklı İZM, dayatılan onlarca farklı yaşam biçimi, zorba ve zalim , çok kazanmaya ve çok tüketmeye dayalı işkence metodolojisi sunuldu ki; insan gerçek doğruyu kaybetti. Bugün savaşlardan ve kandan başka bir şeyin olmadığı çılgınlıklar yaşamamız bu yüzden. Yok yere milyonlarca insanın öldüğü ,işkence gördüğü , zulme uğradığı , dünyanın 62 kişisinin servetinin dünyanın geri kalanının servetine eşit olduğu bir manyaklığı yaşıyoruz. Çünkü herkes kndi DİN inin doğru olduğunu söylüypr ve buna inanyor.Bu çılgınlığın bitirilmesinin tek yolu DİNİ ALLAHA HAS KILMAKTIR. Bunun için o mazlumlar adına savaşmak gerekiyorsa savaşıp O GÜZEL DÜNYAYI İNŞA ETMEK amaç olmalıdır.
BAKARA.193: (Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur.
Doğruluk sapıklıktan açıkça ayrılmıştır. Bu o kadar nettir ki tüm seçimlerin sonucunda hiç kimse BEN BUDAN HABERSİZDİM diyemez. BU yüzden de DİNDE ZORLAMA YOKTUR. Herşey tamamıyla özgür seçimler iledir. Allah ın ipine sımsıkı sarılan, Allah ın boyası ile boyanan ve Allah ın gösterdiği yoldan sapmayan insan ALLAHIN DİNİ gereği Müslümandır.
Allah ın evrene koyduğu ( sünnetullah ) kurallar ile bu PROSES herşeyi belirli bir kurala göre evirip çevirip ona döndürür ve onun kurallarının dışına çıkamaz. Evrendeki insan haricindeki diğer varlıkların , Allah ın kurallarının ve sünnetullahının dışına çıkması zaten beklenmez. Çünkü melekutta İRADE yoktur. Kendisi tercih yapabilen, irade kullanıp sebepleri kendi amaçları doğrultusunda kullanarak istediği sonuçları çıkartmak isteyen insan , Allah ın çizdiği yoldan sapıp kendi zanları üzre ilerleyip kendine başka başka DİN ler inşa eden aceleci, zalim ve çok cahildir.
ALİ İMRAN.83: “Peki onlar, Allah’ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O’na teslim olmuştur ve O’na döndürülmektedirler.
İSLAM dan başka bir DİN aranmaması ve insanı MÜSLÜMAN olarak şekillendiren bu prosesin haricindeki işleyişlerin muteber olmadığı kesindir.
İSLAM ın amacı GÜZEL İNSAN YETİŞTİRME prosesidir. Bu öyle bir GÜZEL İNSAN Modelidir ki:
- İSLAM ın amacı GÜZEL İNSAN YETİŞTİRME prosesidir. Bu öyle bir GÜZEL İNSAN Modelidir ki: Sadece tek bir ilaha kulluk eder. Başka hiçbir şey ona boyun eğdirip kulluk ettiremez. Para , pul , kariyer, zenginlik, herhangi bir İZM, herhangi bir şeyh , şıh , lider…vb. HİÇ BİR ŞEY ve HİÇBİR KİMSEYE
- Asla ihtiyacından fazlasını biriktirmez ve ihtiyacından fazla herşeyi İNFAK eder. Müslüman ordaysa mutlaka umut vardır.
- Asla ve asla yanlış tartmaz, başkasının malın ırzına göz dikmez. Asla yalan söylemez ve KALBİNDEN bile geçirmez. Çünkü kalblerden geçeni dahi bilen ALLAHA inanır. Hayatını ve ölümünü ALLAHA adamıştır. Yani MUTLAK İYİ ye ve MUTLAK DOĞ>RU ya.
- Müslüman öyle samimidir ki onu altın dolu bir havuza atsanız avucuna birini sıkıştırmayı aklına dahi getirmez. Çünkü o Allaha GAYB İLE İMAN eder. Yani Allah yanındaymış gibi ve yürekten ve ölesiye samimi.
- Müslüman öyle güzel bir insandır ki: Zalimlerin elinde zulm gören mazlumlar için ve onlar adına savaşıp ölmeyi görev addeder. O yüzden zalimler MÜSLÜMAN dan çekinir. Korkar.
- Müslümanın olduğu yer güzelleşir. Umut gelir. Hayat bulur.
- Müslüman inanıvermez.. İMAN EDER. Yani sorgulamadan, akletmeden ASLA onay vermez. İman etmek ile inanıvermek arasındaki farkı bilir. O bu güzelliği KENDİSİ EDİNMİŞTİR.
- Meleklere İMAN eder. Yani evrene saygılıdır. Tabiatı korur. Bilime uygun ve bilimsel olarak yaşamak Müslüman için Allah a yaklaşma vesilesidir. Çünkü Allah melekleri ile ( bilimsel gerçeklikler ile) resuller gönderir ve insanlar bu resulluk ile Allaha erişebilir bilinciyle yaşar.
- Müslüman öyle güzel insandır ki.: ALLAH IN ONU CENNETİNE koyacağını bilir. Müslüman , haramlardan arındırılmış yaşamı kurmak gibi ideali olan seçilmiş insandır.
- …..
- …..
ALİ İMRAN.85: “Kim İslam’dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba uğrayanlardandır.
Allah NİSA.125 de DİNEN en güzel DİNİN , İbrahim in dinine uyan kişinin dini olduğunu vurguluyor. Nasıl bir dini vardı İbrahim in? Kuran dan öğrendiğimiz kadarı ile; sorgulayan, yumuşak ruhlu, inandığının peşinden gidip dik duran ve inandığını söyleyen, inandığını yaşayan ve bunu amaç edinen bir insan. İşte bir DİN insanı böyle şekillendirir. O yüzden övülmüştür.
NİSA:125: “İyilik yaparak kendini Allah’a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim’in dinine uyandan daha güzel din’li kimdir? Allah, İbrahim’i dost edinmiştir.
Oysa herkes kendi DİN in doğru olduğunu savunacak.,kendi zanlarına göre oluşturduğu ve kesin doğru saydığı , atalarından ona kalan o öğretiler bütününü koruyacaktır.
SAFF.9: “Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O’dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam’ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile.
FETİH.28: “Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter.
Allah ın dini diğer tüm batıl, gerçek olmayan, eciş bücüş öğretileri bir çırpıda silip atacak ve HAK gelince BATIL zayi olacaktır. Kendilerini ya da atalarını İLAH gibi görüp bir kez olsun Alah ın kitabını okumamış o güruh bunu hoş görmeyecektir. Tarih boyunca da görmemiş ve pek çok resulü öldürmüşlerdir. Bu DOĞRU nun makus kaderidir.
Müslüman insan, kendine ŞİAR edindiği Müslümanca yaşama düstürünu sürdürebilmesinin ve bunu nesiller boyunca tekrarlanabilen bir döngü ile her defasında girdisinden girilen sıradan bir insanın , çıktısında GÜZEL BİR İNSAN olarak çıktığı bu prosesi koruması temel görevi ve yaşama gayesidir. O yüzden bu DİN i onun elinden alıp kendi DİN i ni dayatan zorbalara karşı duracak savaşacaktır.
MÜMTEHİNE.8: “Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever.
MÜMTEHİNE.9: “Allah, ancak din konusunda sizinle savaşanları, sizi yurtlarınızdan sürüp çıkaranları ve sürülüp çıkarılmanız için arka çıkanları dost edinmenizden sakındırır. Kim onları dost edinirse, artık onlar zalimlerin ta kendileridir.
Allah ın DİNİ TEKTİR. Ve bu DİN prosesinden geçirilerek nasıl Müslüman olunacağı Adem den Nuh’a Musa dan Muhammed ‘e kadar tüm resullere vahyedildiği gibidir. Dini dosdoğru ayakta tutup onda ayrılığa düşülmesin diye. Tüm talimatlar aynıdır ve geçerlidir.
ŞURA.13: “O: “Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin” diye dinden Nuh’a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri’ etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir.
Elbette bazıları çıkıp , Allah ın kelimelerini yerinden oynatıp kendi ZAN larıın talimatına uyuo bu prosesi kafalarına göre ya da atalarının zanlarına göre değiştirip bunu DOĞRU kabul etmişler. Şu haram bu helal diyip sanki kendileri İLAHMIŞ gibi kafalarına göre bir kurallar zinciri oluşturmuşlar.
ŞURA.21: “Yoksa onların birtakım ortakları mı var ki, Allah’ın izin vermediği şeyleri, dinden kendilerine teşri’ ettiler (bir şeriat kıldılar)? Eğer o fasıl kelimesi olmasaydı, elbette aralarında hüküm (karar) verilirdi. Gerçekten zalimler için acı bir azap vardır.
DİN sadece Allaha aittir.. Ona halis kılınır. Başka ilahlar varmış gibi kurallar ihdas ederek DİN oluşturulması Allah ın RAB liğinin ( öğreticiliğinin ) bırakılıp onun haricinde bir şeyleri ya da birilerinin otorite kabul edilmesi zalimliği ve haksızlığı doğurur.
ZÜMER.11: “De ki: “Ben, dini yalnızca O’na halis kılarak Allah’a KUL OLMAKLA ( Rabliğini kabul edip onun öğretisi ile şekillenmeye) emrolundum.”
Müslüman bu yüzden DİNİ ALLAHA HAS KILARAK ONU RAB KABUL EDER. Sorsan diğerleri de belki diyecektir ki: “ Biz de sadece İYİYİ önceliyoruz, amacımız ALLAH yaklaşmak “dediklerini bile duyabilirsin. Allah ın RAB liğini bırakıp kendi zanlarını, ya da atalarının öğretilerini kendilerine ilke edinmelerini de bu şekilde açıklamaya çalışırlar.
ZÜMER.12:” Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah’ındır. O’ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) “Biz, bunlara bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.” Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez
YUNUS.104: “De ki: “Ey insanlar, eğer benim dinimden yana bir kuşku içindeyseniz, ben, sizin Allah’tan başka kulluk ettiklerinize ( RABLİĞİNİ KABUL ETTİKLEİRNİZE) kulluk etmiyorum, ancak ben, sizin hayatınıza son verecek olan Allah’a kulluk ederim. ( O nn RAB liğini kabul edip O nun öğretilerine teslim olurum) Ben, mü’minlerden olmakla emrolundum.”
ALLAH SADECE ONUN RABLİĞİNİ KABUL EDİP ONUN ÖĞRETİSİ İLE YAŞAYANLARDAN OLMAMIZ ÜMİDİ İLE
ACG