NESH konusu:
Bismillahirmanirrahim:
Kuran da NESH olduğunu düşünenlerin kendilerine delil diye getirdikleri BAKARA.106 ve NAHL.101 ile ilgili olarak şunu kesin bir dille yinelememiz lazımdır. :
Allah daha önce verdiği bir hükmü daha sonra değiştirici değildir. Çünkü Allahın sözlerinde sünnetinde değişiklik yoktur ve o vaadinden dönmez.
RUM.6: (Bu,) Allah’ın va’didir; Allah, vadinden geri dönmez. Ancak insanların çoğu bilmezler.
FETİH.23: (Bu,) Allah’ın öteden beri sürüp giden sünnetidir. Sen Allah’ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın.
YUNUS.64: Müjde, dünya hayatında ve ahirette onlarındır. Allah’ın sözleri için değişiklik yoktur. İşte büyük ‘kurtuluş ve mutluluk’ budur.
Allahın kitabını BATIL, ( İPTAL EDİCİ) bir şey gelip İPTAL edemez. ve BATIL (İptal edici) ona önünden ardından gelemez. ( FUSSİLET.42)
Nesh olabiliyor olsaydı , bu nesh ve mensuh olan ayetler birbirleri ile çelişiyor olacağı için, Kuranın içinde birbiri ile çelişen ayetler de var demeliydik. Ama Allah Nisa.82 de BU ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR diyor.
NİSA.82: Onlar hala Kur’an’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler, ihtilaflar) bulacaklardı.
NEsh olan ayetlerin hükmü ortadan kalmış demek olur ki, Allah AYETLERİMİZİ HÜKÜMSÜZ BIRAKACAK OLANLAR CEHENNEMDEDİR diyor. Hem Hac.51 de hem Sebe.5 de ve ŞİMDİKİ ZAMAN olarak SEBE.38 de.
HAC:51: Ayetlerimiz konusunda acze düşürücü çabalar harcayanlar, alevli ateşin halkıdır.
SEBE:5: (Sözde) Aciz bırakmak için ayetlerimiz hakkında çaba harcamış olanlar, işte onlar; onlar için de (en) iğrenç olanından acı bir azab vardır.
SEBE.38: Ayetlerimizi etkisiz bırakmak için çaba harcayanlar; işte onlar da azabın içine getirilmişlerdir
Allah bunu derken kendisi kendi ayetlerini hükümsüz bırakmaz.
Dolayısı ile NESH ayetleri olarak belirtilen aşağıdaki iki ayette ne anlatıldığını şu şekilde izah etmeye çalışacağım.
BAKARA:106: Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiç bir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten herşeye güç yetirendir.
Not: Burada mealde bir hata olduğunu görüyoruz. Burada MA ile başlayan ayet deki MA edatı cümleyi olumsuz yapmak için kullanılmıştır. Ve ayetin meali şöyle olmalıdır.
BAKARA:106: Biz, ayetleri unutturmaz ya da neshetmeyiz. Daha hayırlısını veya bir benzerini getiririz. Bilmez misin ki Allah, gerçekten herşeye güç yetirendir.
NAHL.101: Biz bir ayeti, bir (başka) ayetin yeriyle değiştirdiğimiz zaman, -Allah neyi indirdiğini daha iyi bilir.- “Sen yalnızca iftira edicisin” dediler. Hayır, onların çoğu bilmezler.
Bu iki ayeti delil getirerek, Kuran da ( bazıları için bu sayı yüzlercedir.) bir ayetin bir diğer ayet veya ayet grubu tarafında nesh edildiğini düşünen kişiler göreceksiniz. Hatta bazılarının Kuran ayetlerinin resullah hadisleri ile nesh edildiğini söylediğini işiteceksiniz. İslam ın ve Kuran ın ALLAHA İMAN etmek KİTAPLARINA İMAN etmek ile alakalı EMİN OLMA hassasiyetini tümden ortadan kaldıran bu konu korkunç büyük bir hatalar zincirine sebebiyet vererek Allahın güven üzerine bir inşa edilmeyi ÖĞÜT verdiği dine büyük zararlar vermektedir.
NESH ile ilişkilendirilen ayetleri önceki ve sonraki ayetleri ile beraber okunursa görülecektir ki:
Allah insana şunu demektedir: ” İMAN etmek ya da İNKAR etmek” seçeneklerin var. Bunlardan hangisini seçeceğine SEN KARAR vereceksin. İMAN ETTİN diye artık İNKAR ETMEYECEKSİN demek değildir bu. O seçenek YOK OLMAZ.. İkisi aynı anda aynı KALPTE bulunmaz. İNKAR ediyorsan, ya inkar etmeye devam edersin… Ya da ondan daha hayırlısı ile YER değiştirirsin. Kalbindekinin İMAN mı İNKAR mı olduğunu en iyi bilen ALLAHTIR” diyor. Kalbinde olan ve senin PEŞİNDEN gittiğin düşünce, izm, felsefe, hayat görüşü: SENİN, “ BU GÖRÜŞ BENCE DAHA MANTIKLI “ diyerek kabullendiğin düşüncedir.
ŞEYTAN ın sizin üzerinizde zorlayıcı bir etkisi yoktur. Siz SEÇŞERSİNİZ. Eğer kalbinizde ki İMAN , ŞEYTAN ın söylemleri üzerine oluşmuşsa bunu siz sçmişsinizdir. Biz bunu sizden alıp atıp silmeyiz. SİZ KENDİNİZ silmeli ve İMAN ile YER DEĞİŞTİRMELİSİNİZ.
NAHL.99-100: Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiç bir zorlayıcı gücü yoktur. Onun zorlayıcı gücü ancak onu veli edinenlerle, onunla O’na (Allah’a) ortak koşanlar üzerindedir.
Körü körüne birilerinin peşinden giderseniz, ve akledip düşünmezseniz maalesef hiçbir sonuç değişmeyecektir. Biz KENDİLİĞİNDEN bir ayeti ( yani bir GERÇEĞİ , bir OLGUYU , bir DELİLİ) alıp onu değiştirmeyiz. Yok saymayız. Bunu ancak siz yaparsınız. Bu da ancak o yer değiştireceğiniz şeyin DAHA HAYIRLI olduğunu düşünmeniz nedeniyle olur. Siz KABUL ETMİŞ siniz demektir.
Siz kendinizi değiştirmelisiniz. Bunu ancak SİZ KENDİNİZ yapacaksınız.
RAD.11: O’nun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah’ın emriyle gözetip korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefis (öz)lerinde olanı değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiç bir (biçimde imkan) yoktur; onlar için O’ndan başka bir veli yoktur.
Ancak insanlar kendilerinde olanı değiştirmeye yanaşmazlar. Çünkü herkes kendisinin DOĞRU olduğunu düşünür. Hiç kimse kendinin KÖTÜ olduğunu kabul etmez. Herkes kendi düşüncesinizn DAHA HAYIRLI olduğunu düşünür.
SAD.76: Dedi ki: “Ben ondan daha hayırlıyım; sen beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.”
Kötü olanın hayırlı olmadığını akletmeden onu seçip peşinden sürüklenmeyin. EMİN olmak, MÜTMAİN olmak için tefekkür edip, akledip , tedebbüren akledip , öğüt alın. DÜZELTİN KENDİNİZİ. Biz bunu siizn yerinize YAPMAYIZ. Bunu SİZ YAPACAKSINIZ.
Yoksa GÜDÜLEN KOYUNLAR gibisiniz demektir. Oysa BİZİ GÜT demeyin BİZİ GÖZET diyin. Sizler BİREYSİNİZ ve KENDİ SEÇİMLERİNİZ ile kendi kaderinizi belirleyeceksiniz.
BAKARA.104: Ey iman edenler, “Raina-Bizi güt, bize bak” demeyin. “Unzurna-Bizi gözet” deyin ve dinleyin. Kafirler için acı bir azab vardır.
İSRA.13: Biz, her insanın kuşunu (işlediklerini, yaptıklarını) kendi boynuna doladık, kıyamet gününde onun için açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız.
Elbette Allah daha iyi ve hakkıyla bilendir.
ACG